Drama Köprüsü'nün hikayesi ve bilinmeyen gerçekler

Birçok insanın bilmediği gerçeklerle dolu olan bu tarihi hikaye birçok gerçeği ortaya çıkaracak.

Aykırı'dan Emre Yükselen'in aktardığı bilgilere göre; Batı Trakya ve Doğu Makedonya bölgelerinin en tanınmış şarkısı olan Drama Köprüsü; Debreli Hasan (de bre Hasan) adına yazılmıştır.

Rivayete odur ki, Debreli Hasan askerdeyken kendisine türlü eziyetler eden komutanına (başka bir rivayete göre amcası) karşı diklendir. Bir arbede sırasında kaza ile mi, isteyerek mi bilinmez komutanını öldürür. Bunun cezasının doğrudan idam olacağını bilen Hasan firar eder. Firar eder etmesine ama daha ordudan dışarıya adımını atar atmaz pişman olur yaptığına fakat artık geriye dönüşü de yoktur bu işin...


(Türküde adı geçen Debreli Hasan)

Önce evine döner, anasının elini öpüp hayır duasını alır, bir süre köyde kaldıktan sonra peşine çoktan düşüldüğünü anlar. Ne yapayım ne edeyim derken dağlara çıkmak fikri gelir aklına. Dağa çıkar çıkmasına ama çıktığı ilk gün de yemin eder kendisine. Her ne olursa olsun halka eziyet etmeyecek, masumun malını gasp etmeyecek, zalim biri olmayacaktır. Aksine bunları yapanların tepesine kabus gibi çökmek için ant içer. O günden sonra balkan topraklarında kimin bir müşkülü olur ise doğrudan Hasan’a gitmeye başlar.
Hasan kendisine gelenleri dinler, düşküne yardım eder. Sadece bununla kalmaz dağda Yunan çetecilerle de amansız bir çatışmaya tutuşur ama bu sırada dahi aşıkların kavuşmasında her daim el ayak olur. Kendisinin de haber alamadığı bir sevdiği vardır çünkü…


Günlerden bir gün Hasan şehre iner. Sevdiği kadın onu hala beklemektedir. Beklemektedir beklemesine ama Hasan da artık eski Hasan değildir. Dağlar bile dar gelir artık ona. Bir taraftan da kellesine ödül koyulmuştur. Cümle balkan topraklarında aranmaktadır Hasan. Sevdiği kadına bir zarar gelmesinden çekinir. Artık beraber olamayacaklarını anladığı an haber salar sevdiğine beni bekleme, başkasıyla evlen diye. Kız istemese de Hasan’ın dediğini yapar ve başka birini bulur. Aradan zaman geçer. Sevdiği kadının düğününün olacağını işitir Hasan. Giyer en güzel kıyafetlerini ve düğününe gider sevdiğinin. Herkes düğünü dağıtacak diye beklerken Hasan gelip içi yana yana 7 altın bilezik takar sevdiğine. Aradan yıllar geçer, kadın yine de unutamaz Hasan’ı. Ve ona bu türküyü yakar;

"Drama köprüsü bre Hasan dardır geçilmez bre Hasan
Dardır geçilmez
Soğuktur suları Hasan bir tas içilmez
Soğuktur suları Hasan bir tas içilmez
Anadan geçilir Hasan yardan geçilmez bre Hasan
Yardan geçilmez
At martini de bre Hasan dağlar inlesin
Drama mahpusunda Hasan dostlar dinlesin

Mezar taşlarını Hasan koyun mu sandın bre Hasan
Koyun mu sandın
Adam öldürmeyi Hasan oyun mu sandın
Adam öldürmeyi Hasan oyun mu sandın

Drama mahpusunu bre Hasan evin mi sandın bre Hasan
Evin mi sandın
At martini Debreli Hasan dağlar inlesin
Drama mahpusunda Hasan dostlar dinlesin..."

Aradan yıllar geçer, Osmanlı artık yoktur. Yerine Ankara hükümeti henüz cumhuriyeti ilan etmemiştir. Lozan’da çetin müzakereler sürerken nüfus mübadelesi kararı çıkartır. Drama Türk halkının büyük bir bölümü tütüncülük yaptıklarından dolayı mübadelede sırasında yoğun olarak Türkiye'de tütün yetiştirebilecekleri bölgelere yerleştirilmişlerdir. En büyük göçlerin Edirne, Bafra, Samsun, Alaçam, Manisa ve Gebze’ye olduğu bilinmektedir. Bir kısmı da göçe dahil olmayıp komşu il olan İskeçe’ye akrabalarının veya tanıdıklarının yanına yerleşmişlerdir. Debreli Hasan adına yazılmış bu türkü balkan coğrafyasındaki Türkler arasında o kadar çok sevilir ki mübadele döneminde okuma – yazma bilmeyen halkın yanında götürdüğü tek miras olarak kalır. Bu yönüyle de göçmenler için ayrı bir önem arz eder. Öyle ki ülkemize geldikten sonra da ağızdan ağıza söylenmeye devam eder türkü, böylece halk arasında da giderek yaygınlaşır.


Bir zaman sonra türküde geçen bu köprünün nerede olduğunu merak etmeye başlar insanlar. Drama’ya giden Türkler, daha adımını atar atmaz Drama ile özdeşleşen bu türküdeki Drama Köprüsü’nü de görmek isterler. Fakat ortada böyle bir köprü yoktur. Mübadeleden sonra buraya yerleşen Rumlar’a sorarlar köprünün yerini fakat onlar da ne Drama Köprüsü’nü ne de Debreli Hasan’ı bilirler. Bu olay göçmen Türkler arasında ağızdan ağıza yayılır. Nihayetinde bir Türk mübadil kendisinde 1920’lerde köprünün çekilmiş bir fotoğrafı olduğunu ifade ederek Drama’ya gider. Köprüyü o da arar fakat bulamaz. Yine de bu fotoğrafın bir kopyasını Drama Mübadiller Derneği Başkanı Nikos Latsistalis’e verir. Babası ve dedesi Sakaryalı olan Latsistalis, bulunduğu bölgeyi üç yıl boyunca karış karış gezer ve Nikiforos (Nusratlı) – Karyafiton (Kozluköy) köyleri arasında yer alan su kemerinin, elindeki fotoğraf ile bire bir benzediğini görür.

“Drama Köprüsü” aslında bir köprü değil, 50 santim genişliğinde dar bir su kemeridir. Herkes köprü beklerken bir su bendiyle karşılaşmıştır. İlk başta yanlış keşiftir diye düşünülür. Fakat türkü sözlerinin dikkatli bir şekilde yorumlanmasıyla keşfin doğru olduğu anlaşılır. Türküde, "Drama Köprüsü Hasan dardır geçilmez" der. Hatta İskeçe bölgesinde söylenen türkünün bir mısrasında "dardır daracık" der ve su bendi de dardır ve üzerinden geçilmesi de zordur. Şarkıda yine, “soğuktur suları Hasan, bir tas içilmez" derken kastettiği şey su kemerinden akan suların soğuk olduğudur. Suların soğuk olması da bende gelen suyun muhtemelen bendin biraz üzerinden başlayan sıra dağlardan geldiğinden ve dağların serin ve kış dönemi çok kar tuttuğundan akan suyunun da soğuk olacağındandır. Osmanlı döneminde, bu su kemerine Drama Köprüsü denmiştir.

(Türküde köprü olarak geçen meşhur Drama su bendi)

Drama Mübadiller Derneği Başkanı bu önemli bilgiyi Türkiye’deki “Lozan Mübadilleri Vakfı” ile paylaşır ve böylece, “Drama Köprüsü” türküsünde adı geçen efsane köprü, 2010 yılında resmen gün ışığına çıkar.

Köprü ile özdeşleşmiş Debreli Hasan’ın eşkıyalık hayatı kimilerine göre 20, kimilerine göre ise 30 yıla kadar sürmüştür. Hikâyenin birinde Debreli başından vurulur, diğerinde o da mübadele sırasında Türkiye’ye göç eder. Debreli Hasan hakkında anlatılanların ortak özelliği; hiç kimsenin tam olarak ne zaman ve nerede öldüğünü, mezarının nerede olduğunu bilmemesidir. Debreli Hasan, Yunan çetelerinin baskısına karşı Türk köylerini savunmuş ve kahramanlaşmış; ardından arkasında hiçbir iz bırakmadan tarih sahnesinden çekilmiştir…

YAŞAM Haberleri