Şahmaran dizisi büyük tanıtımlarla yayına başlamıştı. Öyle ki yayınlandığı ilk gün bile milyonlarca izlenim elde etti.

Şahmaran dizisi sadece Türkiye'de değil diğer ülkelerde de çok fazla izlendi. Şahraman dizisinin bu denli başarılı olması büyük ses getirmişti.

TEPKİLER ÇOK BÜYÜKTÜ!

Öte yandan sosyal medyada Şahmaran dizisini eleştirenlerin sayısı da epey fazlaydı. Bu durum yapımcıları kızdırmadığından herhangi bir açıklama bile yapmamışlardı.

Ancak durum bu kez ciddi.

Şahmaran dizisi hakkında bir yazar suç duyurusunda bulundu. Ortaya attığı iddialar ise gündem olacak türden iddialardı.

Şahmaran dizisiyle ilgili suç duyurusunda bulunan yazar elindeki belgeler doğrultusunda da bir açıklama yaptı.

Birsen Altuntaş'ın aktardığı habere göre; Yazar Yonca Sencar, kendisine ait eserde yer alan karakterlerin ve ana temanın "Şahmaran" dizisinde kullanıldığı iddiasıyla savcılığa su duyurusunda bulundu.

Şahmaran dizisiyle ilgili yazar Yonca Sencar savcılığa suç duyurusunda bulundu. Sencar, Serenay Sarıkaya ile Burak Deniz’i buluşturan “Şahmaran” dizisinin hikâyesinin 2016 yılında yazdığı 239 sayfalık “Şahmeran İntikam” kitabından alındığını iddia etti. Sencar, avukatı Naim Karakaya aracılığıyla senarist Pınar Bulut, yapımcı Tims&B Stüdyo Film ve Organizasyon Sanayi Ticaret A.Ş. yetkilileri ve yayıncı Netflix yetkilileri aleyhinde Fikir ve Sanat Eserleri Kanununu ihlal suçlamasıyla suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı.

Yazar Yonca Sencar, kitabında ailesini kaybettikten sonra sürgün bir hayat yaşayan Evvie’nin uzun yolculuğunu Tarsus adında hep hayalini kurduğu küçük kasabada bitirmesi ve burada sakin bir yaşam sürmeyi amaç edinmişken kendisini sırlarla dolu bir kabusun içinde bulma hikâyesini anlattığını belirtti ve şu açıklamayı yaptı:

“2015’te yazarak 2016 yılında piyasaya sürdüğüm Şahmeran İntikam kitabımı iznim olmaksızın işlenerek Netflix’te yayınlanan Şahmaran isimli diziye uyarlandığını gördüm. İlk olarak dizinin fragmanını izlediğimde eserimde yarattığım ve kurgulamış olduğum fantastik yılan adam ve Kızıl Cadı karakterleri dikkatimi çekti. Konuyla ilgili yapımcı ve yayıncı kuruma ivedilikle bu tecavüzün sonlandırılmaları gerektiğini belirtmeme rağmen dizinin başka bir kitaptan uyarlandığı geri dönüşünü aldım.

Bunun üzerine tarafıma yapımcı ve yayıncı şirket tarafından belirtilen Emine Buzkan’ın 2010’da çıkartmış olduğu ‘Şah-ı Mar’ isimli kitabın ilk baskısını bulup inceledim. Bu kitapla dizinin arasındaki benzerlikler sadece karakter isimleri ve Mar ırkı noktasında olduğunu gördüm. Bu noktada karakterler ve karakterlerin arka planında dizinin omurgasını oluşturan karakterlerin özellikleri işlenerek benim eserimden alıntılandığı anlaşılmaktadır.

Emine Buzkan’ın kitabında 17 yaşlarında ergen bir karakter olan Şahsu’nun yalnızca Maran karakteriyle arasındaki çocukça bir aşk anlatılmaktadır. Bunun haricinde kitapta fantastik öğelerin kısıtlı olduğu ve hatta Mar ırkı haricinde hiçbir fantastik öğe bulunmadığı göze çarpmaktadır.

Bu haliyle dizide bulunan karakterlerin birçoğunun benim eserimdeki karakterler üzerine oturtulduğu, sahnelendiği, ana temanın ve birçok fantastik öğenin benim eserimden intihal edildiği açıkça şekilde anlaşılmaktadır. Benim eser sahipliğimden kaynaklı tüm maddi manevi kişilik haklarım tecavüze uğramıştır. Bu sebeple tüm yasal haklarımı kullanacağımı kamuoyuna duyururum.”